Kentsel dönüşümde yeni kanun müjde gibi…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2018 yılı bütçe görüşmeleri sırasında kentsel dönüşümde strateji değiştireceklerini açıkladı: “Kentsel dönüşümde yapılan hataları tekrar etmemek kanun taslağını da hazırladık. KHK ile bir an  önce çıkması lazım, saniye beklemeden…”

Kentsel dönüşüm yasası Kanun Hükmünde Kararname ile değişeceğini vurgulayan Bakan Özhaseki!nin verdiği bilgiler söyle:  Tapusuz gecekondusu Kaçak katı olan da yeni konutsahibi olabilecek. Ayrıca İstanbul’un nüfusunun artması da önlenecek.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, kentsel  dönüşümde yeni prensip kararları belirlediklerini bildirerek, “Yerinde dönüşümün  esas olacak. Yani vatandaşa yerinde dönüşüm teklif edilecek; başka mahallelere taşınmaktan bahsetmeyecektir. Evi yıkılan her vatandaşa mutlaka bir ev verilmesi hususu da bizim benimsediğimiz prensiplerin başında gelmektedir.” dedi.

Özhaseki, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2018 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi  Hakkında Kanun’un beş yıllık uygulama döneminin geride bırakıldığını anımsattı.

Kentsel dönüşüm çalışmalarında tek düze yapılardan oluşan yerleşimler yerine çevresel, ekonomik ve sosyal ilkeleri dikkate alarak yapılacak dönüşüm uygulamaları ile sürdürülebilir ve yüksek standartlara sahip yaşam alanlarının  üretileceği modeller geliştirdiklerini belirten Özhaseki, “Binlerce yıllık  şehirlerimizi bir misyon belirleyerek, kadim medeniyetimizin en güzel örneklerini  yansıtan yeni yaşam alanlarına dönüştürmeyi hedefliyoruz.” ifadesini kullandı.

Özhaseki, Bakanlık olarak, 5 yıllık kentsel dönüşümle ilgili  çalışmalardan çıkarılan sonuçlar doğrultusunda, birtakım yeni prensip kararları  aldıklarını söyledi.

“EVİ YIKILAN HER VATANDAŞA EV VERİLMESİ” PRENSİBİ

Alınan yeni prensip kararlarına ilişkin Özhaseki, “Birincisi, yerinde  dönüşümün esas olacak. Yani bundan sonra vatandaş karşısına çıkan herkes yerinde dönüşümü teklif edecektir, vatandaşa başka mahallelere taşınmaktan  bahsetmeyecektir. İkincisi, evi yıkılan her vatandaşa mutlaka bir ev verilmesi hususu da bizim benimsediğimiz prensiplerin başında gelmektedir.” diye konuştu.

Söz konusu kararlar kapsamında çalışılacak üçüncü noktanın rezerv  alanlarla ilgili olduğunu aktaran Özhaseki, “En çok ihtiyacımız olan rezerv alan  olarak tüm Türkiye’deki kamu arazileri de yeniden gözden geçirilerek  değerlendirilmektedir. Bu konuda söyleyeceğim bir başka nokta da rezerv alanlarda  oluşturulacak yeni yerleşim yerleri, hepimizin özlediği mahalle esaslı olacaktır.  Mahallelerde daha yatay mimari, sosyal donatı alanları mükemmel hesaplanmış,  insan odaklı planlamalar yapılacaktır.” dedi.

Mehmet Özhaseki, diğer prensip kararlarına ilişkin şu değerlendirmede  bulundu:

“Bir başka prensibimiz de yeni yerleşim yerlerine taşınacak insanlara en riskli binalarda oturanlardan öncelik verilmek üzere tekliflerde  bulunulacaktır. Sonra afete maruz kalabilecek yerlerdekilere yani dere kenarı hatları gibi bölgelerde oturanlara teklifler yapılacaktır. Bir başka prensibimiz  de bundan sonra boşaltılan yerler yani mahallesinde riskli gözüktüğü için yapısı  yıkılan kimin yeri varsa işte orada, özellikle İstanbul’da bu yerler herhangi bir  şekilde rant uğruna satılmayıp sosyal donatı alanı olarak, yeşil alanlar ve  vatandaşın ihtiyaç duyduğu alanlar olarak kullanılacaktır. Bütün bu  uygulamalarımızı kendi içimizde bir prensip haline dönüştürüp yeni yasaya  dercediyoruz. Eğer bunun dışında uygulayan belediyeler varsa onların da  planlarına müdahil olmaktayız.”

“BAZI NOKTALARDA BELEDİYELERİMİZDEN KAYNAKLI TIKANIKLIKLAR YAŞANMAKTADIR”

Özhaseki, Türkiye genelinde 3 milyondan fazla vatandaşın can  güvenliğini teminat altına alacak dönüşüm faaliyetlerini başlattıklarını, bunun  da yaklaşık bir milyon 100 bin bağımsız konuta karşılık geldiğini dile getirdi.  52 ilde yüz binlerce kişiyle dönüşüm çalışmaları kapsamında masaya oturduklarını  belirten Özhaseki, görüşmelerde vatandaşları bilgilendirdiklerini,  yönlendirdiklerini ve uzlaşmaya davet ettiklerini anlattı.

Özellikle belediyeden kaynaklı oluşan yanlış uygulamalara da el  koymaya devam ettiklerini vurgulayan Özhaseki, “Kentsel dönüşümde aslında bazı  noktalarda belediyelerimizden kaynaklı olarak tıkanıklıklar yaşanmaktadır.  Bunların birçok örneği var. Başta fikirtepebölgesinde olmak üzere sorunlu  alanlarda vatandaşımızın mağduriyetini giderebilmek adına çözüm ortağı olarak da  devreye girmekteyiz. Tüm bu çalışmalarımız kapsamında ülke genelinde 2 milyar 165  milyon lirası kira yardımı olmak üzere proje desteği, faiz desteği olarak toplam  5 milyar lira kaynak kullanılmıştır. Bu kaynak iktidar ve muhalefet ayrımı  gözetilmeksizin tahsis edilmektedir.” bilgisini paylaştı.

Mehmet Özhaseki, Türkiye nüfusunun yüzde 71’inin, toprakların da   yüzde 66’sının 1. ve 2. derece deprem kuşağında bulunduğuna dikkati çekerek,  Türkiye’de son yüzyılda 6 ve üzerinde 56 deprem gerçekleştiğini, depremlerde 100  bin can kaybının yaşandığını ifade etti.

“7,5 MİLYON HANENİN VE İŞ YERİNİN DÖNÜŞTÜRÜLMESİNİ HESAPLAMAKTAYIZ”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, bir an önce afetlerde oluşacak  zararların azaltılması, çarpık ve düzensiz kentleşme sorunlarının çevre ile  uyumlu, estetik, özgün mimari özelliklere sahip yapılaşmayla giderilmesi, altyapı  yetersizliklerinin ortadan kaldırılması, dikey mimariden yatay mimariye  geçilmesiyle modern, yeşil ve akıllı şehirlerin oluşturulmasını hedeflediklerini  söyledi.

Özhaseki, “Önümüzdeki 15 yıl içerisinde inşallah ortaya koyduğumuz  prensipler devam edecek olursa yılda 500 bin bağımsız birim olmak üzere tam 7,5  milyon hanenin ve iş yerinin dönüştürülmesini hesaplamaktayız.” diye konuştu.

1939’da Erzincan‘dan başlayan deprem zincirinin 60 senede Gölcük‘e kadar ulaştığına işaret eden Özhaseki, şöyle devam etti: “Aynı fay hattı üzerinde yaşanan depremlere baktığımızda hepsinde  7’nin üzerinde şiddette bir deprem olduğunu görmekteyiz. 1999’da meydana gelen  iki büyük depremden kaynaklanan kayıplardan sonra İstanbul için ayrıntılı risk  analizlerine dayalı, depreme hazırlanma ve afet planlaması çalışmaları yapılması  gündeme gelmiştir. 6306 Sayılı Kanun kapsamında İstanbul ilimizde, 20 ilçede, 53  adet riskli alan ilan edilmiştir. Bu alanların toplam büyüklüğü 13 bin 500 hektar  olup, 120 bin bağımsız birim dönüşüm kapsamına alınmıştır. Riskli yapı olarak da  tespitlerde 252 bin bağımsız birim tespiti yapılmış olup, toplamda 1 milyon 200  bin kişi dönüşüm kapsamında sağlıklı, güvenli ve nitelikli konutlara kavuşmuş  olacaktır.”

Özhaseki, ayrıca İstanbul’da ilan edilen riskli alanlarda belediyelere  destek olarak proje hizmet alımları ve kamulaştırma için 280 milyon lira,  hak  sahiplerine destek olarak da 1 milyar 51 milyon lira kira yardımı olmak üzere  toplamda 1 milyar 336 milyon lira kaynak kullanıldığını bildirdi. İstanbul’da  hedefin 15 yıl içerisinde bütün riskli binaların dönüştürülmesi olduğunu  vurgulayan Özhaseki, bu kapsamda 202 milyon civarında bağımsız birimin  dönüştürülmesini düşündüklerini ifade etti.

“İstanbul’un mevcut yapılaşma durumu göz önüne alındığında, sıkışmış  kentsel dokunun yerinde dönüştürülmesi, sadece yapıları güvenli hale getirecek  ancak yaşanabilir mekanların oluşturulmasının önünde büyük engel teşkil  edecektir.” diyen Özhaseki, bu çerçevede İstanbul’da afet riski altında olan  alanların sıkışık kent dokusundan kurtarılması, yeterli ve sağlıklı altyapı ile  sosyal donatı imkanlarına kavuşturulmasını sağlamak maksadıyla yeni rezerv  alanlarının belirlendiğini ve bu alanlarda planlama çalışmalarının yürütüldüğünü  belirtti.

Özhaseki, bu kapsamda 2012’de çıkan yasa ile kentsel dönüşümde oldukça  yol alındığını fakat uygulamada ortaya çıkan aksaklıklardan da ders çıkararak  yeni bir yol haritası belirlediklerini dile getirdi.

“7 BÖLGEDE YAKLAŞIK 26 BİN KONUT İNŞA EDİLMEKTEDİR”

Bakan Özhaseki, terörden etkilenen bölgelerde yaşanan çatışmalar  sonucunda 70 bine yakın bağımsız birimin hasar gördüğünü, bunların 40 bininin az  hasarlı olduğunu, 30 bine yakın hanenin de kullanılamaz hale geldiğini anlattı.

Özellikle terörün yoğun bir şekilde yaşandığı bölgelerde çalışmaların  tüm hızıyla sürdüğünü aktaran Özhaseki, çalışmalarda öncelikli olarak ağır  hasarlı yapıların yıkımının  gerçekleştirildiğini sonrasında da yeni konutların  yapımına başlandığını anımsattı.

Özhaseki, “Özellikle Bakanlar Kurulumuzda ilan edilen riskli alanlar  ile Bakanlığımızca belirlenen rezerv yapı alanlarında konutların büyük bir  kısmını tamamlamak üzereyiz. Şu aşamada bahsedilen 7 bölgede yaklaşık 26 bin  konut inşa edilmektedir. Tamamlanan konutlar için kura çekimi yapılarak  vatandaşlarımıza peyder pey teslim edilmektedir. Amacımız burada bölgedeki  vatandaşlarımıza belli standartlarda konut üretmek değil aynı zamanda bölge  mimarisi ve yaşam tarzına uygun konutlar da üretmektir.” ifadesini kullandı.

İmar planlarının revize edildiğini, altyapı yenileme çalışmalarında  sona gelindiğini, 7 bölgede toplam  bin 127 kilometre içme suyu, 507 kilometre  kanalizasyon hattı çalışmalarına başlandığını söyleyen Özhaseki,  bölgedeki  çalışmaların toplam maliyetinin de 10 milyar lira civarında olacağını aktardı.

KHK’NIN BİR AN ÖNCE ÇIKMASI LAZIM

Milletvekillerinin sorularını  yanıtlayan Özhaseki, kentsel dönüşüme ilişkin kanun taslağının bir an önce çıkması  gerektiğini belirtti. Özhaseki, özellikle İstanbul’da deprem riskine karşı  bekleyecek vakit olmadığını söyledi. Bu konuda uykularının kaçtığını dile getiren  Özhaseki, “Yapılan hataları bundan sonra tekrar etmemek adına ‘doğru bir şekilde  nasıl uygularız’ diye prensipler geliştirdik, kanun taslağını da hazırladık. Bu  konu da eğer Meclis çalışma takvimi içerisinde yer bulursa bir an önce gelmesi  lazım. KHK ile çıkarsa bir an önce çıkması lazım, saniye beklemeden.” diye  konuştu.

Bu konuda bakanlık olarak temel prensipleri sıralayan Özhaseki,  bunlardan ilkinin “yerinde dönüşüm”, ikincisinin “herkesi bir ev sahibi yapmak”  olduğunu anlattı.

Özhaseki, “Yerinde dönüştürdüğümüzde binaları yıktık, yeniden yaptık.  Parayı nereden alacağız? Mecburen rezerv alana ihtiyacımız var. Buldum iki rezerv  alanı, bunu önce Bakanlar Kurulunda tartışıyoruz. Kabul edilirse herkese de  tartışmaya açacağız.” ifadelerini kullandı.

İstanbul’un, Avrupa ve Asya tarafında belirledikleri yerler olduğunu  aktaran Özhaseki, bu bölgelerde mahalle konseptine uygun, çok yüksek olmayan  projeler ortaya çıkardıklarını söyledi.

“BOŞALTILAN YERLER YOL YA DA SOSYAL DONATI ALANI OLARAK KULLANILACAK”

Projenin beğenileceğine olan inancını dile getiren Özhaseki, bunların  iki tarafta da ortalama 150-200 bin konutu içerdiğini aktardı.

Dışarıdan gelene yer olmadığını vurgulayan Özhaseki, vatandaşlara, en  yakın mahallelere çıkma gibi seçenekler sunulacağını bildirdi.

Sel yataklarına binalar yapıldığına da dikkati çeken Bakan Özhaseki,  ikinci tercihin buralardaki vatandaşlar ve sosyal donatı alanlarında evi olanlar  için kullanılacağını ifade etti.

Özhaseki, boşaltılan yerlerin yol ya da sosyal donatı alanı olacağı  bilgisini vererek, bunun finansmanının da ticari mekanların değerlendirilmesi  veya vatandaşa yeni evler karşılığında cüzi miktarlarda faizsiz borçlandırmalar  yapılması ve gerekirse fazla konut inşa edilip satılmasıyla sağlanacağını  anlattı.

“BİRBİRİMİZİ SUÇLAMAYALIM”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, mahalle konseptinde çizdikleri  proje hakkında bilgiler verdi.

Vatandaşları taşıyabildikleri ölçüde taşıyacaklarını, geri kalanlar  için de yerinde dönüşüm imkanı sağlayacaklarını söyleyen Özhaseki, “Yerinde  dönüştürürken planını projesini yapıp evlerinden çıkmasını istediğimiz günden  itibaren kira parasını ödüyoruz. Eğer kendi aralarında örgütlenip yaparlarsa  harçtan da muaf oluyor.” ifadelerini kullandı.

Kaçak yapılara ilişkin milletvekillerinin sorusu üzerine Özhaseki,  “Kanun diyor ki ‘Kaçak yapıya git, para cezası yaz.’ Arkasından da ‘Yık’ diyor.  Hadi kim yapacak, bana göster. 8-10 milyon yapıyı kim yıkacak? Olmuş bitmiş, ‘Kim  yaptı?’ da demeyelim. Hakikaten birbirimizi suçlamayalım bu konuda.”  değerlendirmesinde bulundu.

“Resmi-kaçak ayrımı olmayacak mı?” sorusuna karşılık “Haliyle mecburen  olduğu gibi kabullenmek zorundayız.” yanıtını veren Özhaseki, buna örnek olarak  İstanbul Sarıyer‘deki Fatih Sultan Mehmet Mahallesi’nde (Küçük Armutlu) kamu  arazilerindeki yapılaşmayı gösterdi.

Bu bölgedeki çalışmaları anlatan Özhaseki, yerinde dönüşüm  yapılacağını belirtti.

Bölgeye taşınma olmayacağını ve nüfusun artmayacağını, boşaltılan  yerlerin de sosyal donatıya dönüştürüleceğini aktaran Özhaseki, şunları kaydetti:

“15 yıl içerisinde eğer yılda 500 bin bağımsız birimi  değiştirebilirsek, dönüştürebilirsek; bunun 150-200 bini İstanbul’da, 300-350  bini Anadolu‘da. İnşallah deprem hiç olmaz, Allah hiç vermesin ama olacaksa geç  versin, biz hazırlıklarımızı yapmış olalım. Böylelikle biz Türkiye’yi hazır hale  getiririz. Bu işte çevreyi koruma noktasında elbette biz bakanlık olarak  sorumluyuz. Şehircilik alanında söylenen bütün şikayetlerden, sanki üzerimize  doğru geliyor suçlamalar, eyvallah kabul edelim ama tek başımıza buna gücümüz  yetmez. Hep birlikte bunun doğrusunu yapmamız lazım. Doğru bir planlamayla doğru  denetleyerek doğru adımlar atarak ileriye doğru gitmeliyiz. Vatandaş da üzerine  düşeni yaparak bizim kontrol amirimiz gibi yaptığımız her işi takip etmeli. Uygun  yasaları da önümüzdeki günlerde çıkararak böyle devam ederiz diye düşünüyoruz.”

“İSTANBUL’DAN GELEN YOĞUNLUK ARTIŞLI PLANLARA İZİN YOK”

Milletvekillerinin, “Çok önemli bir vaatte bulundunuz, yarın kaçak  katlar başlar.” sözleri üzerine Özhaseki, “Şu anda hepsi tespitli, milim milim  tespitli.” açıklamasını yaptı.

Planların bakanlıktan onaylandığına ilişkin eleştirileri de yanıtlayan  Bakan Özhaseki, “580 plan gelmiş, bu planların yüzde 30’unu direkt reddetmişiz.  Kalan planların yüzde 50’si kamudan, yüzde 17’si kentsel dönüşüm neticesinde  gelmiş, yüzde 19’u enerji tesislerinden dolayı gelmiş. İstanbul’dan da gelen 80  plan teklifinin 72’sini reddetmişiz.” diye konuştu.

Plan tekliflerine ilişkin yaşadıklarına değinen Özhaseki, “8 kabul  ettiğimizde de her birinde bir amaç var. Planları öyle kabul ediyoruz. Yoksa  hiçbir şekilde İstanbul’dan gelen yoğunluk artışlı planlara, şahıs bazlı hele  hele hiç izin yok. O konuda herkes rahat olsun.” ifadelerini kullandı.

Özhaseki, bakanlığının bütçesine ilişkin bir soru üzerine, birçok kamu  kuruluşunun “Bu işimizi planlayın, sonra ihale edin, sonra denetleyin, kesin  kabullerini yapın.” diye yapı işlerini getirdiğini anlattı. Gençlik ve spor  Bakanlığının yurtları, Milli eğitim Bakanlığının okulları getirdiğini aktaran  Özhaseki, “Böyle gelen son 10 yılda 4 bin 213 yapım var. Yapım, onarım, proje  vesaire. 12 milyarlık iş, mecburen biz yapı işleri tarafında bunu takip ediyoruz.  Bir kısım işlerimiz böyle.” yanıtını verdi.

Bakan Özhaseki, Ankara‘daki Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili bir soru  üzerine de bu bölgede tescilli ağaçların bulunduğunu ve birinci derece sit alanı  ilan edildiği için yapı yasağı olduğunu dile getirdi. Projede bir sosyal tesisten  bahsedildiğine değinen Özhaseki, o yapının da çevresindeki binaların yükseltisini  geçemeyeceğini, bölgede aykırı yapılaşmaya izin verilemeyeceğini söyledi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz